Etiketler
Yok böyle beklenmedik veda…
Benden iki yaş küçük bir deli kız…
Benden iki yaş küçük bir anne…
Haberi duyduğumdan beri kulaklarımda yankılanan son çığlığı; elendiği programdan giderken elini havaya kaldırıp da deli gibi bağırışı: “her zaman söylediğim gibi, iyi eğlenceleeeeeeeer Türkiye…”
Nereden bilirdik bunun bir program değil de hayat vedası ve vasiyeti olduğunu?
Deli gibi gördüğümüz, belki fazla enerjik, fazla mutlu, fazla umursamaz, fazla çılgın davrandığı için, “rol yapıyor” dediğimiz biriydi…
Yapay geldi bize, şımarık geldi…
Çünkü biz dolu dolu gülen, deli dolulara alışık değiliz.
Suratlar asık olmalı, hırs olmalı, mücadele olmalı ki sevelim…
“Kardeşim ben işin eğlencesindeyim, sizinle de hayatla da dalga geçiyorum” diyenler bünyemize ters.
Kızın adında bile Joy var oysa; yani neşe yani keyif yani eğlence…
Ve de Foster yani neşeyi büyüten, teşvik eden, besleyen…
Adı üstünde işte; tek derdi eğlenmek, eğlendirmekti!
İstesek de kızamadık ona, en kızgın anımıza bile koca bir kahkaha ile cevap verdi, “delidir, ne yapsa yeridir” dedirtti hepimize.
Peki, ama neden en acımasızca eleştirenler bile böylesine üzüldü bu gencecik insanın ölümüne, sağlığında söylemediklerini ardından bir bir yazar oldu, onu “yapay” bulanların hepsi?
Olmak isteyip de bir türlü beceremedikleri biri gibi olduğu için mi, yoksa bir yerlerde böyle çılgınların var olduğunu bilerek gizli gizli gülümsedikleri için mi?
Sadece genç bir kadının apansız ölümü mü hepimizi bu derece sarsan?
Yoksa ölümü bile kovalayacağına inandırdığı enerjisi mi?
Ölümünden birkaç gün önce “bebek tulumu” ile karşımıza çıkması, doğum ile ölüm arasındaki yakınlığa bir vurgu muydu farkında bile olmadan?
“Oğlumdan esinlendim” demişti; ya kıvırcık saçlı dünya güzeli oğlu kimden esinlenecek şimdi?
İnsanlar plan yaparken, Tanrı yukarıdan gülermiş…
Bunu hep apansız, hazırlıksız yakalanmalar hatırlatıyor bize…
Her genç, her ani ölümden sonra olduğu gibi yine aynı sözleri tekrarlayacağız birbirimize “hayat çok kısa, hiçbir şeyi dert etmemek, keyfini sürmek lazım.”
Ama sadece üç gün tutacağız bu sözü ve yine aynı hırslarımıza, mücadelemize, benciliklerimize geri döneceğiz.
Çünkü başka türlüsünü bilmiyoruz, çünkü çevremizdeki Defne’ler öylesine az ki…
Giderken bari o umursamaz kahkahanı bıraksaydın be Deli Kız…
Ne çok ihtiyacımız var senin gibi çatlaklara, deli dolu gülenlere, bizimle de hayatla da dalga geçenlere…
EnJoy Defne, her nereden kahkahalarla bizi izliyorsan…
2 Şubat 2011