Etiketler

Bizde “popo”lizm çok yaygındır.

Örneğin protokol kurallarına çok önem veririz.

Ki yıllar önce muhterem Selahattin Duman’dan öğrendiğim üzere protokol Latince “proto” yani “ön” ile “kolos” yani kibarca “popo” kelimelerinin birleşiminden oluşmakta imiş. Yani protokol: “ön popolar” manasına geliyormuş.

Bilirsiniz bizde de “ön popo” olmak saygınlık göstergesidir.

İsterseniz bir “kalas” olun ama “kolos”unuz ön sıralarda ise mühim bir şahıstır diye düşünür, itibar gösterirler. (sözüm Meclisten dışarı, kimse üzerine alınmasın lütfen)

Protokol kavgaları da büyüktür.

Sırf bu nedenle zamanında “üniversite mezunu uzman olarak” çalıştığım kurumda “koltuk ısıtıcılığı” yapmışlığım vardır.

Yanlış kişiler oturmasın diye protokol bölümündeki koltukları korumak için bir grup insanın, koltuk sahibi gelene kadar oraya oturması mesleğidir bu.

Koltuk sahibi gelince “buyurun efendim, az kullanılmış temiz koltuk” diye teslim eder, böylece ön popoların yerini garantiye almış olurduk.

Arada tek tük çıkan kibar protokol insanları “aman, lütfen rahatsız olmayın, ben başka yer bulurum” der biz de “ısıtıcı” kadrosunda olduğumuza ikna ederdik onları.

Sadece protokol ile sınırlı değil “popo”listliğimiz elbette.

Popodan sallamak, popoyu sağlam yere dayamak, poposu kurtlu, poposunda pireler uçuşmak, lafı poposundan anlamak gibi önemli deyimlerimizi sıklıkla kullanırız.

Hatırlarsınız bizim büyük Türk starımız canlı yayında Ricky Martin’in poposunu avuçlamıştı da kızmak bir yana hepimiz pek gülmüştük.

Bugünkü gazetede bir haberi okuyunca bu olayı hatırladım.

İran’da bir futbolcu gol sevinciyle takım arkadaşının popusunu elledi ve bunu televizyonda izleyenler oldu diye ceza almış.

Üstelik para cezası ve lisans iptali değil yalnızca, 2 aya kadar hapis ve 74 kırbaç cezasından bahsediliyor.

İşte bunu okuyunca ne kadar medeni, olduğumuzu düşündüm.

Aziz vatanımla bir kez daha gurur duydum.

Nitekim oradaki yetkililer hiç bakmamışlar poposu ellenenin “rızası var mı yok mu” diye, hemen ceza kesmişler.

Son derece a”rıza”lı bir yaklaşım bence.

Oysa bizde olsa, ellenen poponun rızası olup olmadığı sorulur, rızası var ise “saygı duyulur” ve ceza kesilmezdi.

Yoksa Allah muhafaza, adalete olan inancımız “popo üstü” çakılmışken; bir anda “potokol”de yer bulurdu kendine.

Neyse biz şimdilik “adalet”in koltuğunu ısıta duralım, elbet o da gelecektir bir gün.

4 Kasım 2011