Sevgili Oğlum,

Büyüdükçe kendin de öğreneceksin zaten, ama şimdiden söyleyeyim, insanoğlu tuhaf bir yaratıktır.

Hele de bizim Türkler fazlasıyla nev-i şahsına münhasır bir millettir.

Hani annenle babanın hergün okuduğu ve gazete denilen kocaman kocaman kağıtlar var ya; göreceksin işte onlar biz insanoğlunun maceralarıyla dolu.

Bak mesela bugün ne diyordu?

Bedava dağıtılan kömürler öylesine kalitesizmiş ki çıkardığı siyah dumanın yol açtığı hava kirliliği yüzünden bazı kentlerde sokağa çıkılamıyor, pencereler açılamıyormuş.
Haberin hemen altında da Başbakanımızın orman yangınlarıyla ilgili bir açıklaması var, “çevrecilik bizim işimiz” diyor gülümseyerek.

Eminim sen de “agu” dışında konuşabiliyor olsan haberi sana okuduğumda şu dümdüz bebek mantığınla derdin: “ya anne bizim Başbakan pek ömür, görmez mi ki is içinde bıraktı bizi bu kömür…”

İşte böyle bebeğim…

Bilmezsin sen, müthişiz biz.

Önce sigarayı yasaklarız, milyon dolarlık kampanyalar yapıp ünlüleri ekrana çıkarır “dumansız hava sahası” reklamları yaptırırız.

Sonra doğalgazı doğal olmayan rakamlara ulaştırdığımız için bedava kömür dağıtırız.

Tamamen tesadüf eseri olarak bu dağıtım tam da seçim döneminde olur.

Anlayacağın kendi isimizde, pisimizde boğulur; bir türlü “dümensiz hava sahası” yaratamayız.

Yaratılanı Yaratandan ötürü seven yüce gönüllü din bilginlerine, vicdan sahibi olmanın erdemlerini öğreten bir dine sahibiz ama keseceğimiz kurbanı motosiklete yatırır, başı ve ayaklarını sarkıtıp acı çektire çektire kesmeye götürürüz.

Üstüne bir de kurban niyetine kendi elimizi, kulağımızı keser hastaneye koşarız.

Gösterişten uzak olmanın, mütevazi olmanın, hoşgörülü olmanın erdemlerini anlamamız için farz edilen ibadetlerimizi yerine getirir ama beş yıldızlı otellerde iftarlara katılır, Hacca gittiğimizde Kabe manzaralı oda isteriz.

Valla oğlum, ne yalan söyleyeyim son zamanlarda en çok güldüğüm haberlerden biri oldu bu Kabe manzaralı oda.

Gerçekten o insanların psikolojisini merak ediyorum.

Acaba yola çıkmadan nasıl bir konuşma geçmiştir seyahat şirketiyle aralarında?

Müşteri: Otel nasıl?
Acenta Sahibi: Efendim her şey dahil. Otelimizde 24 saat limitsiz hurma ve şerbet var. Şu pahalı odalar da Kabe manzaralı. Zira onlar Cennet garantili, yoksa parayı iade edebilirsiniz. Sırat Köprüsünden de limuzinle geçiriyoruz sizi.

Gülüyorum gülmesine ama Hey Allahım diyorum bazen oğlum, şu kullarını yaratırken akıl koydun da nasıl kullanacaklarını niye öğretmedin acaba.

Ya işte böyle oğlum, gördüğün üzere hiç boşuna heveslenme, insanlara dair bir sürü şeyi sana öğretemeyeceğim çünkü ben de henüz anlamadım.

Ama tek bir şeyi bile anlatabilsem yeter: “eğer gönlündeki, zihnindeki perdeler kapalıysa, ister Kabe manzarasında ol istersen deniz, karanlıkta kalmaya mahkumsun…”
Şimdilik hoşçakal…

Annen