Bu ülkede en zor şey nedir diye sorsalar hiç tereddüt etmeden “çocuk yetiştirmek” cevabını veririm.
Her yer o kadar cahil, kaba, kötü kalpli, egoist, hoşgörüsüz, mutsuz, kibirli, sevmeyi bilmeyen, parayı tek değer kabul eden insanlarla dolu ki böyle bir ortamda düzgün karakterli bir birey yetiştirmek tıpkı yel değirmeniyle savaşmak gibi.
Bizler çocuklarımıza tüm canlıları sevmeyi, saygılı vicdanlı ahlaklı olmayı öğretmeye çabaladıkça karşılarına çıkan örnekler tam tersini yaşatıyor onlara.
Daha dün akşam bir grup “koca yürekli” çocukla beraberdim.
Antalya’nın “sözde” çok gelişmiş, çok medeni sitelerinden birinde yaşayanlar koskoca bahçelerine sığdıramadığı için ölen 3 yavru sokak kedisinin acısını yaşıyorlardı.
En son yavru kendisine, üstelik de yaya yolunda, çarpıp arkasına bile bakmadan çekip giden bir motosiklet yüzünden ölmüştü.
O kadar üzgünlerdi ki “Gelin birlikte gidip konuşalım, bu hayvanları sokağa atmaktan başka çözümler de vardır elbette” dedim.
Tabii çocuklardan daha saf ve iyimser olduğumu hesaba katmamıştım.
Zira konuşmaya gittiğim “beyefendilerin” okey masasından kalkmaya bile tenezzül etmeyip “pire torbaları, geberirlerse gebersinler” diyeceğini beklemiyordum.
Çocukların mı yoksa benim mi hayal kırıklığım daha büyük, hala emin değilim…
Bu minicik bir örnek sadece…
Haberlere baktığınızda şiddet, cinayet, tecavüz, hırsızlık, vahşet, kavga, savaş, terör haberlerinden başka bir şey görebiliyor musunuz?
Ve bu söylediğim sadece üçüncü sayfa diye tabir ettiklerimiz için geçerli değil, siyasette de sporda da aynı öfke, aynı saldırganlık…
Sanki birbirinden, çocuklardan, hayvanlardan, doğadan, sevmekten, gülmekten nefret eden bir koloni kurmuşlar da bizleri de içine hapsetmişler gibi.
Adaletten, haktan, vicdandan, ahlaktan yoksun; sadece kinle ve kanla beslenen sularda debeleniyoruz.
Betonların, plazaların arasına hapsolmuş hırslar, egolar, öfkeler, kibirler bir duvardan diğerine çarpıyor.
Her şey ne zaman çok güzel olacak biliyor musunuz?
Minik bir sokak kedisine ağlayan çocuğun gözyaşını sildiğinizde…
Bir cani yüzünden annesiz kalan çocuklar olmadığında…
Taciz, tecavüz, şiddet, öfke, açlık tek bir çocuğa bile değmediğinde…
Kaza adı altındaki ihmallerle çocuklar ölmediğinde…
Gencecik yaşında, yok yere şehit olan çocuklar için lokmalarınız boğazınıza dizilmediğinde…
Çocuğunuzun geleceği için her dakika endişe duymak yerine onunla doya doya gülebildiğinizde…
Çocuk ve kan değil, çocuk ve sevgi bir araya geldiğinde…
İşte o zaman her şey gerçekten çok güzel olacak…