Etiketler
Kurban Bayramı yaklaşıyor malumunuz.
Biz bu sene imkansızlıktan dolayı “7 kişi bir büroya girdik”
“O da ne?” demeyin anlatacağım.
Ama önce en sevdiğim büyük Türk düşünürü Nihat Doğan’ın vecizesini hatırlatmak isterim:“Türkiye’de üç tip insan vardır: Sezaryenle doğan, normal doğan, Nihat Doğan”
Ben buna bir dördüncü tip eklemek istiyorum: Saf doğan…
Ki onlar bizim gibi sıradan vatandaşlar oluyor.
Hani “girişimci ruhunuzla, kendi işimin patronu olayım, kazanayım, kazandırayım, ülke ekonomisine katkıda bulunayım diye yola çıkarsınız da; aziz ve muhterem devletimiz vergilerle size bir güzel girişir ya, onlar biz yani saf doğanlar oluyoruz işte.
Biz yaptık ve boyumuzun ölçüsünü ala ala bitiremiyoruz.
Geçen sene Sevgili Beyime büyük bir heyecanla gittim ve dedim ki “biz şirket kuruyoruz, büro kiralayacağız, şu işi yapacağız”
Önce yüzü asıldı, kaşlarını çattı ve “konuşmamız gerek, nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama metin ol lütfen, safsınız” dedi bana.
Nitekim stopaj, geçici gelir vergisi, daimi gelir vergisi, ssk, kdv…derken ne söylemek istediğini anladım, ama çok geçti artık.
Bildirmek isterim; her şeyi kayıtlı, düzgün ve açık şekilde faturalandırdığımız ve bütün vergilerimizi istisnasız ödediğimiz için 1 yıllık bir şirket olmamıza karşılık “yılın safı” ödülüne gururla adayız.
Şu geçen bir yılda anladım ki eğer girişimci bir ruhunuz ve kendi işiniz varsa, devletle ilişkileriniz “vergi ve algı” üzerine kuruludur.
Biz saf doğanlar dürüst kazanalım algısında olduğumuz için, sürekli vergi veririz.
Uyanık doğanlar ise sadece kazanalım algısıyla, habire alırlar. Daire parası kadar lüks arabalarıyla gider ve şirketinin nasıl zarar ettiğini beyan ederler.
Algı neyse vergi de odur, algına göre alırsın ya da verirsin.
Sonunda ne olur?
Kendi büronu tutacak kadar kazanamadığın için 7 kişi toplanıp bir büroya girersin bizim gibi.
Yani diyeceğim şu; eğer saf bir vatandaşsanız ve iş kurmak gibi bir isteğiniz varsa, tavsiye ederim, bir koltuğa oturun, derin derin nefes alın ve geçmesini bekleyin.
Üstelik yine akıl önderim Nihat Doğan’ın dediği gibi:
“Nihat Doğan olmak, arkadaşın 05 kalem ucu istediğinde, 07 verip üstü kalsın” demekse eğer…
Saf Doğan olmak da “3 kazanıp, 5 vergi verip sonra ne oldu bizim vergiler diye sormamaktır” netekim…
Bütün saf doğan, girişimci kurbanlarının kurban bayramlarını kutlar, yeni vergilere vesile olmasını dilerim.
1 Kasım 2011
Tam da yarami az önce sarmistim ki,hafiften kanamaya basladi yazinizi okuduktan sonra…Ben bir türlü isimlendirememistim ama sizin bu .”saf doganlar”tabiriniz bana da pek yakisti :)) Gerci ben, birkac saat önce bu safliga son vermis bulunuyorum.
Netekim:) sizi cok iyi anliyorum. Gecmis olsun.:)
Ne mutlu size, biz saf kalanlar olarak devam ediyoruz. Safları sıklaştıralım diyoruz ama kimse yanaşmıyor :))))