Kurban Bayramı söz konusu olunca “nerede o eski bayramlar?” diyenlerden değilim açıkçası.

Tamam, yeni kıyafet ve ayakkabılar giymeyi, ailecek büyüklerin evinde toplanmayı, harçlık ve çikolata peşinde koşmayı özlemiyor değilim.

Ama kesilen hayvanları görmemek için öğlene kadar evden başımı uzatmamaya çalıştığımı da çok net hatırlıyorum.

“Evlerin bahçelerinde, bizlerin gözü önünde değil de başka bir yerde yapılamaz mıydı kurban kesimi” diye hep düşünmüşümdür.

Çocukluğumun kurban bayramlarından bugüne çok şey değişti bizler için.

Bizler için diyorum çünkü yurdumun pek çok köşesinde hala çocukların önünde, hatta çocuklarla birlikte aynı şekilde devam ettiğini biliyorum.

Ama biz büyük şehirlerin, “modern” insanları artık Bayram deyince “tatil” anlıyoruz.

Her yeni yılın başında takvime bakıp, Bayramın ne zamana geleceği ve kaç gün tatil olacağını hesaplıyoruz ki planlarımızı erkenden yapalım.

Haliyle Bayramlar da şekil değiştirdi.

Ancak ne yalan söyleyeyim, Kurban Bayramı inatla ve hala eski günleri bize hatırlatmaya devam ediyor.

Sokak ortasında koşan hayvanlar ve peşlerinde koca koca adamlar görüntüsü kendimi bildim bileli değişmedi.

O nedenle, özünü koruduğunu söyleyebilirim Kurban Bayramı’nın.

Yalnız bu sene Başkentte bir farklılık var.

Ellerinde satırlarla kovalanan “kesileceklere”, biber gazıyla kovalanan “cumhuriyetçiler” görüntüsünün eklenmesini bekliyoruz biz Ankara’da.

Nitekim büyük bir restleşme izliyoruz hep birlikte.

“Kutlarım, kutlayamazsın, yürürüm, yürüyemezsin…” tartışmaları hala neticelenmedi.

İki bayram arası, pek çok şey yapılmaz malumunuz, o nedenle uzlaşma sağlanır mı bilmem.

Lakin bizler “inancımız” ve “bağımsızlığımız” için kan döktüğümüz iki bayramımız arasında şaşkın kurbanlarız.

Elinde satırla kovalanan kesileceklere ve biber gazıyla kovalanan Cumhuriyetçiler eklenecek mi diye bekliyoruz.

Ve ben ilk defa “çocukluğumdan beri değişmeyen görüntülere” üzülmek yerine, “çocukluğumun görüntülerinin değişecek olması ihtimaline” üzülüyorum.

Ve belki de ilk defa “Nerede o eski Bayramlar?” diyorum bir Kurban Bayramında.

26 Ekim 2012