Etiketler

Sayın Başbakanımızın “her eve bir elin beş parmağı kadar çocuk gerek en az” açıklamasını duyar duymaz Sevgili Beyime koştum.

Diyalog aynen şu şekilde gerçekleşti:

–       Daha artı 4 yapmamız lazım Bey, bırak şu gazeteyi.

–       Evdekini çok iyi yaptın da sanki? İşim gücüm var benim, ikinizle zor baş ediyorum zaten. Beşi bir yerdeyle hiç uğraşamam.

–       Ben böyle bir koca tanımadım. Gören duyan da dünyayı fethediyorsun zanneder. Bak Has Haseki Hürrem’e, 30 yılını at sırtında geçirmiş Ecdadımızdan 5 çocuk yapmış.

–       Sen ondan daha başarılısın Karıcığım. O Sultana öz çocuklarını ve torunlarını boğdurtmuş, sen doğrudan beni boğuyorsun.

–       Ne demek istiyorsun sen?

–       Kanuni seninle aynı evde yaşayıp, pişirdiğin yemeklere maruz kalsaydı değil 30, 60 yılını at sırtında geçirirdi, sırf geri dönmemek için diyorum. Hatta Başbakan’a mektup yazmayı düşünüyorum, Apo’yu ev hapsine alacaklarsa bize getirsinler, ben de İmralı’ya gideyim diye.

–       Konuyu çarpıtma.

–       Niye? Sen yemek yapıyorum diye yola çıkıp çarpıtmıyor musun?

–       Nesi varmış yemeklerimin?

–       Sorun da o ya, her şey var ama neticede ortada yenebilecek yemek yok.

–       Onlar son derece yaratıcı yemekler bir kere. Ama senin bakış açın tuhaf.

–       Haklısın Karıcığım, yaprak sarma dediğin kavun kadar olup dilimlenerek de servis yapılabilir elbette. En iyisi doktora gidip Bakış Aşısı olayım ben.

–       Neyse uzatma, konumuza dönelim. Ecdadımızdan örnek al biraz. Sen 30 saniyeni bile at sırtında geçirmedin, hala “çok meşgulüm, uğraşamam 5 çocukla” diyorsun.

–       Bak ne diyeceğim? İstersen ben de kalan yıllarımı at sırtında geçireyim. Şu soğuklar geçene kadar sıcak bir yerlere gideyim mesela.

–       Ben sıcak bir yer biliyorum hayatım, hem hiç uğraşmana, para harcamana gerek yok. İstediğin kadar da kalabilirsin.

–       Sahi mi neresi?

–       Cehennem…

–       Valla orada bile daha iyi yemek vardır eminim.

–       ……………………………………………….. (+18)

İşin özü, bizim ailede de 5 çocuk tartışması hararetle sürüyor.

Ama farklı bir bakış açısıyla…