Etiketler

Ben Apo’ya televizyon verilmesini sonuna kadar destekliyorum.

Maazallah İmralı’da sürekli okuyup yazarak kendini geliştirebilir.

Oysa televizyona kendini bir kaptırsa, sorun morun kalmaz.

Örneğin Kuzey Güney’in sonuna kadar Güneydoğu aklına bile gelmeyebilir. Ferhat’ı kimin vurduğu daha önemli olur, Sakine’yi kimin vurduğundan.

30 yıl söyleminin yerini, “20 Dakika” alabilir.

Lisedeyken namazında, niyazında inançlı bir Müslüman olduğu için Hürrem’in son bölümlerdeki halini de sevecektir eminim.

“Aşk-ı Memnu”da kocasını aldattığı için suçlanan, 2 yıl da “Suçu Ne” diye tartıştığımız Beren’in hepimizden nasıl “İntikam” alacağını o da bizim gibi takip eder.

“Arka Sokaklar”da neler oluyor anlamadığında, “Behzat Ç”ye danışır.

“Aman Çocuklar Duymasın” diye, basınımızın nasıl “Suskunlar”ı oynadığını fark eder.

Bizler “Huzur Sokağı”mızda rahatça çekirdek çitlerken, sokakta kadınların “İffet”inin dayakla, bıçakla nasıl güzel korunduğunu izler.

“Seksenler”e baktıkça aslında “Ezel”den beri “Kurtlar Vadisi”nde hiçbir şeyin değişmediğini görür.

“Avrupa Avrupa” hayallerimize rağmen, bunca senedir ABilerimizin gözünde neden hep “Arka Sıradaki” kaldığımızı merak eder.

Sonunda bizim gibi “Aman nasıl olsa Yalan Dünya” diyerek, kendi “İşlerine Güçlerine” bakmaya başlar.

Misal, gün gelir, “O Ses İmralı” yarışması için Acun’la anlaşma yapma hayalleri kurabilir.

AK denince aklına sadece Beyaz Show’a telefonla bağlanmak gelir.

Böylece sürece mürece de gerek kalmaz, nasıl olsa “Öyle Bir Geçer Zaman ki”…

Neden olmasın?

Biz bunca yıldır yapıyoruz ya, O’nun neyi eksik?

Tek eksiği bir televizyondu…