Çekilen çekilmeyen, aslında çekilir gibi yapıp da sonra geri gelme ihtimali olanlar arasında biz med ceziri yaşarken, bazıları hiçbir şeyden çekinmiyor maşallah.

Meclisimiz kavgasız gürültüsüz geçmiyor malumunuz.

Hemen her konuda küfürler, hakaretler, yumruklar, bardaklar havalarda uçuşuyor.

Ama ne zaman ki konu kendilerine geliyor, hemvekil pardon hemfikir oluveriyorlar.

Baksanıza bunca tartışmalı gündem başlığı içinde, milletvekillerine verilecek “yeni haklar” için sakin sakin anlaşmışlar.

Yani protokolde 9 basamak terfi, trafikte geçiş üstünlüğü, kırmızı pasaport gibi “temel hakları(!)  konusunda uzlaşma sağlamışlar, çok şükür.

Üstelik ölene kadar ve de maaile…

E olacağı buydu.

Teröristi göz göre göre çekilirken, onlar neden çekinsinler?

Haklarıdır, söve söve de olsa alırlar elbette.

Hele de milleti gün aşırı “gaza gelirken”, vekili gelmez mi efendim?

Saza niye gelmedin diye sormazlar mı yoksa adama?

Onlar da gaza gelmişler, coşmuşlar yine, üç kadeh ayran içmiş gibi dalgalanıyorlar.

Yanlış anlamayın, kızmak bir yana, şahsen takdir ediyorum bu tavrı.

Nitekim, dünya başıma yıkılsa, vekilim dimdik ayakta durur biliyorum.

O nedenle ben de hiç üşenmedim, oğlumun duvarına asmak üzere şöyle yazdım:

“Günyüzlüm, biz millet olmayı denedik ama maalesef başaramadık. Dilerim ki sen vekili olmayı başar ilerde. Unutma, güzel yurdumuzda muteber bir nesne yok millet içinde “biber” gibi, olmaya insan cihanda bir “nefis vekil” gibi…”