Sevgili Oğlum,

Artık 6 yaşında “kocaman” bir adam oldun!

6 yıl önce seni nasıl sabırsızlık ve merakla beklediğimizi düşünüyorum da, zamanın nasıl geçtiğine inanamıyorum bir türlü.

Sana dair beklentilerim, umutlarım, hayallerim, korkularım var. Bunları da hep paylaşıyorum seninle.

Geçen bu yıllarda sana onlarca mektup yazdım ama biliyorsun ki “yaş dönümü” mektuplarının yeri ayrı bende.

6sında olduğu gibi 60ında da “hiç anlamıyorum şu kadınları” diyeceğini bildiğim için, bu yaş dönümünde de yine sana “kadınları” yazmak istedim.

Hemen somurtma, sana bütün kadınlar melektir, çiçektir falan demeyeceğim. Aslına bakarsan zekaları ile Şeytanın yeryüzünde suret bulmuş halidir bana göre kadınlar.

Bir kadını aldatmak, kandırmak öyle kolay değildir, kendi bunu istemediği sürece.

Sevdası şahane, öfkesi korkutucudur.

Şefkati okyanus, intikamı dipsiz kuyudur.

Sarması ateş, gidişi buzdur.

Ve işin ilginci, hepsini de aynı tutkuyla, aynı anda barındırabilir yüreğinde.

Sakın unutma; “erkek egemen” olmak isteyenler öncelikle kadını dışlar, kötüler, sınırlandırır. O yüzden belki de bugünlerde yaşadığımız bütün çirkinlikler!

O susturulmalıdır, yok sayılmalıdır, yetersiz hissettirilmelidir ki sahip olduğu “gücün” farkına varamasın.

Çünkü Tanrı kadına, dişiye bahşetmiştir yaratma gücünü. Sadece dünyaya getirmek değil kastettiğim, kadındır insana şekil veren.

Yazarın dediği gibi, “hayatta durduğun katı belirleyendir” kadın.

Seçtiğin, doğduğun kat olan “annenden” başlayarak hayatın bütün katlarında vicdanı, sevgiyi, nefreti, intikamı, tutkuyu, korkuyu ruhuna ve zihnine aktarandır.

Yani günyüzlüm, hayatta mutlu olmak istiyorsan kadını sevmeyi, daha da önemlisi kadına saygı duymayı bileceksin.

Kadına duyduğun saygı, doğaya duyduğun saygıdır.

İnan bana, ister sevgilin, ister eşin, ister kızın, ister arkadaşın, ister annen olsun bir kadının gerçek sevgisiyle tanışmadığın sürece hep eksik kalırsın.

Belki bir şekilde yanında tutarsın ama dünyanın en yalnız adamı olursun.

Oysa seven bir kadın “arka taşın”dır senin. Ama yanlış anlama, arkanda olan değil, yaslanabileceğin, dönüp de tutunabileceğin…

Kollayan, sarıp sarmalayan, mücadele edenindir, cesaretindir.

Bil ki erkeklik, hele de Yiğitlik ne bilekte, ne silahta, ne parada, ne makamda ne de güçtedir.

Sadece ama sadece yürektedir, beyindedir.

Ve ikisini de besleyen de körelten de kadındır.

Bunu anlamak istemeyen cahil egolar ancak hor görür kadını, döver, hapseder, öldürür, ezer, yok sayar.

Ama sen benim “Yiğit” oğlumsun…

İnanıyorum ki anlayacaksın…

Arka taşlarınla birlikte çıkacaksın hayatın bütün katlarını ya da belki ineceksin birlikte.

6sında da 60ında da…

Seni çok seviyorum, iyi ki doğdun, iyi ki varsın…

Annen