Nefret ettim…
Kadını, erkeği ayırmanızdan…
Birini bir diğerinden üstün ya da aciz gösterme çabanızdan…
Çocuğa tecavüz etmenizden…
Ağacı kesmenizden, suyu kurutmanızdan, havayı zehirlemenizden…
Zevk için kuşları avlamanızdan, kedilerin bacağını kesmenizden, köpeklerin gözlerini oymanızdan…
Dili, ırkı, ten rengini dahi bölmenizden…
İnancı da imanı da sorgulamanızdan…
Ahlakı da vicdanı da kalıplamanızdan…
Yaşama da ölüme de zerre saygı duymamanızdan…
Sevinci de acıyı da sınıflandırmanızdan…
Matemi de gururu da bir tarafın parçası yapmaya çalışmanızdan…
Kibrinizden…
Kendinizi eşsiz ve üstün görmenizden…
“İstemiyorum” diyen bir kadını kabul edemeyecek kadar şişirilmiş egonuzdan…
Korkudan ağlayan bir çocuğu dahi görmeyecek vicdansızlığınızdan…
Nefret ettim…
İçinize sindiremediğiniz her şeyi karartmaya, yok etmeye çalışmanızdan…
Menfaatleriniz uğruna yapabileceklerinizden…
Gücünüz uğruna ezmekten çekinmemenizden…
Bir gün bir zencinin başını, bir gün bir kadının bedenini, başka bir gün koskoca bir toprağın milyonlarca minicik evladını dizinizin altında nefessiz bırakmanızdan…
“Nefes alamıyorum” çığlıklarını duymayacak kadar zifiri karanlıkta olmanızdan…
Ve bütün bu kirinizi örtmek için takındığınız parlak sahte “maske”lerden…
Ben utanmaktan bıktım sizden, sizler gibilerden…
Tüm kalbimle nefret ettim bu evrende “insan” olmaktan, sizlerle birlikte “insan” sıfatıyla tanımlanıyor olmaktan…
Ölesiye nefret ettim, ediyorum…
Türkan Şanverdi Avcı