10 gün kadar memleket ötesine gittim, gündemin en önemli maddesinin dışında kaldım.

Haberleri oradan takip ederken dönüp de Sevgili Beyime “gördün mü bak, ortalığı hiç boş bırakmaya gelmiyor, akil adamlar toplanmış, bir ben bir de Nihat Doğan giremedik listeye” dedim.

Beyim gayet sakin bir şekilde, “üzülme karıcığım, Nihat Doğan’ı bilmem de akil adamlık sende sakil dururdu zaten” cevabını verdi bana.

Haklı bir yerde…

Nitekim ben sorunlara çözüm üretecek nasihatlar vermekten ziyade mevcut durumu daha da çetrefilli hale getirecek potansiyele sahibim.

Nasihat dinlemek, ders almak gibi konular da genel olarak bünyeme aykırı.

O nedenle ne psikologa gidebilirim, ne de çakralarımı açıp içime dönebilirim.

Haliyle benim bu akil adamlar mevzusunu anlamam da kolay değil.

Yani şimdi listedeki bu akiller gidecek, hale jale bütün mahalleyi toplayıp “aslında ortada bir sorun yok, siz destek olun sürece” diyecek de mahalleli de “hakikaten ya, biz niye abartıyoruz” ki deyip hak mı verecek?

Peki ya dağda, şehirde, okulda, evinde, anasının memesinde, sevdiğinin yanı başında, arkadaşının kollarında kalleşçe öldürülen on binlerce insan, kafamızdaki bir yanılsama mıydı sadece?

Evladının kokusuna hasret bir ananın karşısında “akillice” bir savunmaları var mı?

Bütün bunları düşünerek akil adamlar meselesini okuyunca da aklıma bir fıkra geldi nedense.

Adamın biri çişini bir türlü tutamıyor, her yerde altına kaçırıyormuş. Defalarca doktora gittiği halde bir türlü çözüm bulamamış.

Artık pes ettiği sırada bir arkadaşıyla karşılaşmış yolda. Arkadaşı sorunun belki de psikolojik olduğunu söylemiş ve bir psikologa gitmesini tavsiye etmiş.

Birkaç hafta sonra tekrar karşılaşmışlar.

Adam arkadaşına “hay Allah senden razı olsun, iyi ki psikologa gönderdin beni” demiş.

Arkadaşı “sorununu çözmüş olmana çok sevindim, demek ki gerçekten psikolojikmiş, artık altına yapmıyorsun değil mi?” demiş.

Adam “hayır, hala altıma yapıyorum ama artık çişimle gurur duyuyorum” cevabını vermiş.

Yani akil adamların katkısıyla sorunumuzu çözemesek de, sonunda onunla gurur duyarız herhalde diye düşünüyorum.

Algım böyle olunca, Sevgili Beyimin belirttiği gibi, benim akil adamlar arasında olmam da mümkün değil.

Özetle ünlü Türk düşünürü Nihat Doğan’a yapılan haksızlıktır, lakin ben akiller arasında sakil kalmayı hak ediyorum kanaatindeyim.

Memlekette akil doğan var, Nihat Doğan var bir de benim gibi sakil doğan var azizim…