Zannedersin İstanbul Menkul Kıymetler Borsası.
Gözümüz kulağımız haberlerde bekliyoruz, açıldı mı açılmadı mı?
Ki hisselerimizi, pardon temiz hava “hislerimizi” değerlendirelim.
Külçe külçe gövdelerimizi çimlere “yatıralım”.
Yetkili merciler çıkıyor ekranlara “açıyorum, açıyorum, aaaaaaaaçtım…”
– Koş Bey koş açılmış.
– Hanım acele etme, belki açılmamıştır daha.
– Yok yahu Vali az önce söyledi açılmış.
– Belki ucundan azıcık açılmıştır, gösterip de içeri almayacaklardır…
Zaten, hemen ardından Vali açıklıyor; “açtık ama aslında açmadık da, akşamdan sabaha değil de çabuk çabuk gidin, ihtiyacınızı görün”.
Gezi farkı, yine kendini gösterdi ve dünyanın ilk “matineli parkı” oldu.
Kaçla kaç arası açık diye takip etmeden gitmek imkansız.
Vapur seferleri gibi bir tarife yayınlasalar bari o da yok.
Mecburen insanlar ellerinde örtüler, çekirdekler bekleşiyor.
Aaaaaaaaaçtık, dedikleri anda koşacaklar.
Zira açılış ve kapanış saatini kaçırdın mı, hiç çaresi yok “gez(i) gaz TOMAcık”.
Dur bakalım daha neler göreceğiz ahir ömrümüzde?
Orada bir Park var İstanbul’da, ama gitmesek de görmesek de o park bizim parkımızdır diyemiyoruz.
Nitekim ne zaman gidebileceğimizi de de tam olarak kestiremiyoruz.
Ne parklar gördük aslında yoktular misali izliyoruz.
Gözümüz kulağımız haberlerde bekliyoruz…
Açıyorum açıyorum… (Koş Bey koş…) aaaaaaaçMAdım (Kaç Hanım kaç…)