Müjdeler olsun, memlekette Eşek kalmamış!!!

Vallahi yalan değil, Mardin’e İtalya’dan ithal eşek gelecekmiş.

Mardin’e gittiyseniz bilirsiniz, Belediye’nin kadrolu eşekleri vardır, arabaların giremeyeceği dar Mardin sokaklarında çöp toplarlar.

İşte bunların 10 tanesi yaş ve çeşitli nedenlerle (!) emekliye ayrılacakmış ve bir yıldan bu yana eşek bulmak için çalışan ama başarılı olamayan Mardin Belediyesi yaklaşık 5 ay önce kendilerini ziyaret eden İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Carlo Marsili’den eşek talep etmiş.

Açıkçası bu “çeşitli nedenleri” çok merak ettim.

“Eş” durumundan tayinlerini mi istediler acaba, yoksa bu maaşla geçinemiyoruz diye “ek” iş mi buldular?

Daha da fenası hep geyik yaptığımız gibi, artan et fiyatları ile azalan eşek sayısı arasında gerçekten bir bağlantı mı var?

Zira TUİK’in açıkladığı resmi rakamlara göre geçen yıl Türkiye’de at sayısı yüzde 7.3, eşek sayısı yüzde 14.4, katır sayısı ise yüzde 17.2 azalmış!

E insan haliyle merak ediyor; bu atlar, eşekler artık azaldığı için mi et fiyatları arttı, yoksa et fiyatları arttığı için mi onlar azaldı?

Neyse konu o değil.

Aslına bakarsanız bir açıdan sevindim bu haberi okuyunca.

Sokakta, trafikte, günlük yaşamda, iş yaşamında çevremizdeki “eşeklerin” her geçen gün çoğaldığını düşünüp üzülüyordum, içim rahatladı.

Meğer bizim kalifiye eşekler azalmış diye mutlu bile oldum!

Allahtan İtalya’da hala eşek varmış!

Belediye Başkanı “15 gün içinde 15 eşeğin Mardin’e gelmesini bekliyoruz.

Bu eşeklerimize bir haftalık eğitim verdikten sonra kadroya alıp diğer eşeklerimiz gibi çöp işlerinde kullanacağız” demiş.

Tabii, koskoca İtalya’dan gelmiş eşeğe bir haftalık eğitim yeterli geliyor o ayrı!

Oysa “yerli” olsa, Belediye’de “kadrolu” çalışabilmek için bütün ömrü boyunca okula gider, üzerine bir de “Hamili Eşek yakınimdir” torpili bulması gerekirdi.

Bu arada söylemeden geçemeyeceğim, İtalya’dan gelecek eşeklere nasıl bir eğitim verileceğini de çok merak ettim.

Çünkü bu haberi duyunca aklıma birkaç yıl önce okuduğum başka bir haber geldi.

Belki hatırlarsınız; “Elazığ’ın Karakoçan İlçesi’nde bir çiftçi kestiği meşe odunlarını eşeğine yükleyip köyüne dönmek istemişti. Ancak aşırı sıcakta odun yüklü eşek hareketsiz kalmış ve tüm ısrarına rağmen eşeğini yürütemeyen köylü, sinirlerine hakim olamayıp yürümemekte direnen odun yüklü eşeğini boğmuştu…”

Diyeceğim odur ki, sırtına ne kadar çok odun yüklenirse yüklensin isyan etmemesi, semer vuranlarına direnmemesi, söylene söylene de olsa yoluna devam etmesi gerektiğini de öğretmeleri gerekir İtalyan eşeklerine!

Tıpkı “bizimkiler” gibi…

Yani özetle:

Aut disce aut discede…

7 Ekim 2010