Etiketler
Karizmatik bir meslek sahibi olan insanlara çok özeniyorum.
Çünkü onlar acil durumda ilk aranacak, fikirlerine ve tecrübelerine danışılacak kişiler.
Örneğin hafta sonu bir arkadaşımın düğüne giderken uçakta yanıma oturan adam bir anda Süperman’e dönüştü.
Pilot “aranızda doktor olan varsa lütfen hostes arkadaşlarımıza bildirsin” anonsu yapınca kendinden emin, vakur bir ifadeyle “benim” diye el kaldırdı.
Hostesler büyük bir saygıyla “buyurun beyefendi” diyerek olay mahalline götürdüler kendisini ve döndüğünde yemin ederim yüzündeki vakur ifade biraz daha artmıştı, ya da kıskançlıktan bana öyle geldi.
Sonra kendi mesleğimi düşündüm; iletişimci.
Yani şimdi pilot “aranızda iletişimci var mı?” diye anons yapabilir mi?
Nasıl bir acil duruma müdahale edebilirim ki?
Kavga eden iki hostesi mi sakinleştireceğim?
En acil durum müdahalem, kule ile iletişim kuramayan pilotlara yardım etmek olabilir belki ama bu durumda da kahramanlığım hep beraber yere çakılana kadar sürer!
Sırf bu nedenle uçakta acil çıkış kapılarına bile oturmak istemiyorum.
Daha yolun başında “gerektiğinde acil çıkış kapısını açamayacak yolcular lütfen bildirsin” diye sorumluluk yüklüyorlar ya insana.
Ben o durumda “acil durum insanı değilim, bu kapının sorumluluğunu taşıyamam” derim diye baştan tedbirimi alıp oturmuyorum acil çıkışlara.
Fena halde kıskanıyorum “acil durumda camı kırın” türü insanları.
Sadece doktorlar da değil üstelik…
Açılın “ben muslukçuyum, ben psikologum, ben çocuk gelişim uzmanıyım, ben elektrikçiyim, ben çilingirim, ben polisim, ben komedyenim, ben araba tamircisiyim, ben Mister Masıl’ım yağ çözerim, ben Yağcıyım yalar yutarım, ben tesisatçıyım, ben gazeteciyim, ben böcek ilaçlama şirketindenim, ben şuyum, ben buyum…” saymakla bitmez kıskandıklarım.
Sevgili Beyim de avukat ve ayrıca “bir bilen” olduğu için tam bir acil durum insanıdır mesela. Gece gündüz, bayram seyran hep ona gelirler.
Oysa ben açılıp yol veren taraftayım hep!
Klark Kent olarak yaşayıp gidiyorum.
Şu hayatta çakma Süperman’e dönüştüğüm iki durum var.
Birincisi oğlum söz konusu olduğunda “açılın ben annesiyim” diyerek onu anında himayeme almak.
İkincisi de beyimin etrafında güzel kadın sinyali aldığımda “dağılın uleyn, ben karısıyım” demek.
Ki ikinci durumda genelde Beyim “aranızda psikolog var mı, bu kadın beni kocası sanıyor” anonsu yapıyor!
Biliyorum artık “acil durum” insanı olmak için pek şansım kalmadı ama bir dahaki yaşamımda bari gerektiğinde “açılın ben geldim” demek istiyorum.
Bilgi ve gereğini arz ederim…
Türkan Şanverdi Avcı
4 Ekim 2010
Çok mizahi bir yazı olmuş. Aynı zamanda harika bir dille yaklaşıyorsunuz olaylara. Yılmaz Özdil tadı alıyorum yazdıklarınızdan. Ek olarak; “Açılın ben vasıfsızım” desek acaba dikkat çeker miyiz 🙂
Çok teşekkür ederim güzel sözleriniz için lakin Yılmaz Hocanın tadını vermek için 10 fırın ekmek yemem gerek 🙂 Gerçi bu da kilo yapar, ne yapalım ya amatör olacağım ya şişman, kader 🙂
Ben de sıklıkla kullanıyorum “vasıfsızım” diye, o zaman bütün “yüksek” vasıflılar kenara çekiliyor benimle muhatap olmamak için 🙂
Hem şişman olmamak hem de Yılmaz Özdil tadı verebilmek için bir şeyler yapabildiğinizi düşünüyorum 🙂 Vasıf konusunda iyi bir yöntem uyguluyorsunuz 🙂