Etiketler

Benim çocukluk kahramanımdı Alf…

Uzaydan, yanlışlıkla dünyaya gelmiş, uzun burunlu, şaşkın, komik, obur, geveze, sakar kahramanım.

Şimdiki çocuklara çok uzak, çok tuhaf gelen “tek kanallı” dönemlerimizin en “gurbetçi” ama en “bizden” kahramanı…

Uzaylıların “dost”, dünyalıların “insan” olduğu günlerin hatırası…

Duydum ki en sevdiğim Uzaylıya hayat veren, ses veren Müşfik’imiz ölmüş.

“Yıldız”ımız kardeşi, canı, yol arkadaşı olan bir “can” daha eksilmiş.

İstedikleri kadar uzaya, Marsa açılsınlar, en sevdiğim uzaylı ölmüş daha ne?

Galaksiden bir yıldız kaymış, ardından tutacak bir dilek dahi bırakmadan…

Canım sıkıldı…

Onsuz, daha “bir garip” kaldı Orhan Veli…

Piyano piyano bacaksız, büyümez artık benim gözümde, onu hep öyle haşarı, bacaksız hatırlarım.

Özleyeceğiz seni büyük usta…

Tiyatronun perdesi elbet açılır, lakin gözümüz o sesini, o duruşunu arayacak.

“Hayallerimiz, Aşkımız ve Sen” olmadan eksik kalacağız biz be Hayati…

Teşekkürler bize yaşattığın duygular için…

Binbir kanallı televizyonun parlak, cazibeli ışıkları altında artık hor görülen tiyatroya, bir ömür boyunca kattıkların için…

İnanıyorum ki, bugün gittiğin yerde, “son perdende” değil, sahne ışıkları altındasın…

Ve o güçlü, o duygulu, insanın içine işleyen sesinle “Perdeeee…” diyorsun…

Sonsuzluğunda ışığın, sahnen bol olsun…

Türkan Şanverdi Avcı
15 Ağustos 2012