Etiketler

Ben kamyon arkası yazılarını eskiden beri severim…

Bir ruh, bir isyan, bir duruş, bir karakter, bir çağrı gizlidir, o yazılarda bana göre.

“Yollar gidişime, kızlar duruşuma hasta” örneğin, nasıl bir özgüven yansıtır, hele de bunu yazan kamyon sahibi durmak bir yana, sizi sollayıp geçiyorsa; “yürü be, kim tutar seni?” diye bağırırım arkasından.

“Kader mahkumu değil, radar mahkumu” yazan amcanın, neler çektiğini, ne cezalar ödediğini düşünür üzülürüm.

Rötarları gördükçe, artık “THY’nin bile rakipleri olmadığına” kanaat getiririm.

“Liselim”; “Üniversitelim”; “Biçki Dikiş kurslum” sevdiklerinin profilini çizer bana, merak eder, öykülerini uydururum kendimce.

Uzatmayayım, özetle kamyon arkası yazılarını severim ben.

Ama devir değişti, kamyon arkası yazıları yasaklandı.

Kamyon arkası yazıları olmadan, ne yapacağımı düşünürken, Bakanımız ayfon arkası yazısını hayatımıza soktu da mutlu oldum.

Gençlik ve Spor Bakanımız, Genç Kızlar Milli Voleybol Takımı oyuncularımıza birer iphone hediye etmiş.

Ne güzel bir jest…

Ama bakıyorum da bazı köşe yazarları kızmış, arkasına kendi ismini yazdırdı diye.

Üzüldüm…

Bu çok büyük bir kurtuluştur oysa benim gibi kamyon arkası yazılarını sevenler için…

Yepyeni ve heyecan verici bir “edebiyat” alanıdır.

Bütün duygularımızı, isyanımızı, tepkimizi, sevinçlerimizi, ulusal birlik ve beraberlik mesajlarımızı, kutlamalarımızı “akıllı” telefonlarımız üzerinden “sosyal”leşerek paylaşmıyor muyuz zaten?

E o zaman?

Haberi okuyunca hiç kızmadım şahsen…

Tersine, kamyon arkası yazılarını özlerken, ayfon arkası yazıları bana ilaç gibi geldi.

Hemen Sevgili Beyimin telefonu için birkaç alternatif ürettim:

“Gönlünde yer yoksa bana, mühim değil tivitırda da giderim”

“Hatalıysam feysbuktan mesaj at, layk ederim”

“Evlilik çekenin, yol gidenin”

Ben mi ne yazacağım telefonumun arkasına?

Elbette, “Bakan sağ olsun”…

Türkan Şanverdi Avcı

1 Eylül 2012