Eski Bakanımızın yüzünde güller açtıran Yardım Meleği, Ancelina Coli, “kanser ihtimali” nedeniyle iki göğsünü de aldırmış.

Yoksa eminim, Hatay’a gelir Suriyeli mültecilere yaptığı gibi, masum Türk halkına da destek olurdu.

Sağlık olsun…

Neyse, konuyu saptırmayayım.

Ancelina’nın operasyonu duyulunca, bütün dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de gündeme(me) oldu elbette.

Cesaretinden dolayı onu tebrik edenlerden tutun da, sanki kocası Brad Pitt’miş gibi üzüntüsünü dile getirenler ardı ardına.

Hadi dünyayı anladım da, Türk insanı niye şaşırıyor onu hakikaten anlamadım.

“Sansür” nedeniyle, bizim medyada da sık sık “görüntüler” aldırılmıyor mu?

“Göğsünü” gere gere mesleğini yapmak bir yana, yüksek gerilim hattına çarpmamak için alçak uçuş yapmıyor mu haberciler?

Med(ya da) Cezire hepimiz alışmadık mı?

Nitekim bir olay olduğunda çoşup yükselerek  “med” haline gelen habercilerimiz, kendilerine “parmak gösterilince” anında ufalıp, “cezir” oluveriyor.

En son “Hatay” olaylarında da “hadi size tay tay” dendi, kimse itiraz edemedi.

Nasıl etsinler?

“Ancelina bizi tekrar Hatay’a götür!” diye tezahürat mı yapsınlar?

Kızıyorum ama üzülüyorum da hallerine.

Yazık, ne çektiler be?

Med mi Cezir mi olacaklarını şaşırmış durumdalar.

Bir “kullanım” kılavuzu bari olsa, bilecekler hangi haberi kullanıp hangisini kullanmayacaklarını, belki rahat edecekler.

Malum, özgür düşünce denilen de günümüz dünyasında bizim anladığımız şekilde tanımlanmıyor!

Ancelina, kanser ihtimali yüzünden göğüsleri kesti attı.

Bizimkiler, habercilik diye bir meslek bu ülkeye geldiğinden beri, herhangi bir sansür ihtimalinde görüntüleri kesip de almak için ellerinde makas, neşter bekliyorlar…

Ki ona göre Med ya da Cezir olacaklar…

E ne yapacaksın, mecbuuuuuuuur…