Sevgili Oğlum,
Sen beni anne olarak seçtiğin gün, bir “umut ağacı” ektim…
Daha sen doğmadan sulamaya başladığım bir ağaç…
Korkularımla ve hayallerimle suladım, suluyorum.
İstiyorum ki, insanlığın kavurucu ateşi seni boğduğunda, gölgesine sığınıp da soluklanacağın, sırtını güvenle yaslayacağın bir dayanak olsun sana.
İnsanlar kötü çünkü gün yüzlüm.
Savunmasız çocukları, kendi nefretlerinde boğacak kadar kötü.
Ya karanlık bir sokakta tek başına bir çocuğun karşısına sopalarıyla çıkacak, ya da bir gece yarısı yağdırdıkları bombalarıyla uykusunda onları yok edecek kadar insafsız ve korkaklar üstelik.
Ve bu yaptıklarından zerre kadar utanç duymayacak kadar da vicdansız.
Bil ki elimde olsa, yeryüzünden bütün kötülükleri silerdim, ama yapamam.
Doğanın en kusurlu varlığı olarak yaratıldı çünkü insanoğlu.
İçinde kötülüğü, nefreti, bencilliği, hırslarıyla birlikte geldi bu dünyaya ve onu hızla çevresine saçıyor.
Buna karşı koyacak gücümüz yok.
Kızsak da, ağlasak da, haykırsak da, yalvarsak da sesimiz aşamaz ördükleri o kalın ve soğuk duvarları.
Tutunacak tek bir dalımız var: “umut”
Dilerim ki sen de büyüdüğünde o umut ağacının gölgesinde dinlenecek ve direneceksin oğlum.
Yaradana ve O’nun ilahi adaletine olan inancını hiç yitirmeyeceksin.
Karanlık sokaklarda bekleyen kötülüğün karşısında “umudunu” kalkan yapacaksın, bedenine ve ruhuna.
İnadına iyi, inadına yürekli, inadına vicdanlı, inadına sevgi dolu olacaksın.
Çünkü dünyada her şeyden daha çok istesem de seni kötülerden ve onların zalimliklerinden koruyamam.
O yüzden umut ağacımı suluyorum her gün, seninle birlikte büyütüyorum onu da.
Hışırdayan yapraklarının altında, ılık bir rüzgar tenine dokunurken; her türlü kötülüğüne rağmen, insanlığa bahşedilmiş tüm bu güzelliklerin farkına varmanı ve şükretmeni diliyorum.
Ve asla vazgeçmemeni…
Umudunu ve inancını asla yitirmemeni…
Karanlığa boyun eğmemeni…
Adam gibi bir adam olmanı diliyorum…
Annen