Hani başarılı ve ünlü insanların anneleri, babaları ekranlara çıkıp da “Hep farklıydı, özel biri olduğunu o zamanlardan anlamıştık” şeklinde açıklamalar yapıyorlar ya, sinir oluyorum onlara bilesiniz.

Örneğin başarılı bir oyuncu için “Eskiden de türlü türlü kılıklara girer, taklitler yapardı” diyorlar.

Biz de yaptık zamanında, her çocuk gibi ve “Başımıza artiz mi olacaksın, ödevlerin bitti mi bakayım?” cevabını aldık, edebimizle ödevimize oturduk.

Zaten artiz olmakla İstanbul’da kendini kötü yola düşmüş bulmak arasında, dahilik ve delilik arasındakinden daha ince bir çizgi vardı maazallah!

Ya da ünlü bir yazarsa “Oyuncaklara hiç bakmazdı, hep kitaplarla ilgiliydi” diye gururlanıyorlar.

E benim oğlumun da 3 yaşında bile kitaplara acayip ilgisi vardı, sayfaların üzerine tuz döküp yemeye çalışıyordu; yani şimdi ünlü bir yazar mı, yoksa keçi mi olacak?

Benim gibi 80 sonrası kuşağı için “Politika ile hep iç içeydi, bir gün çok önemli görevler alacağını biliyorduk” yorumunun vücut bulmuş şekli ise ancak “Aman evladım, okuldaki sağ sol tartışmalarına karışma” tembihiydi.

Bu tembihi bastıran tek şey ise “Üniversitede birini buldun buldun, yoksa evlenemezsin” idi, o ayrı bir konu…

Nuri Alço karakteri ve “Elalem ne der” korkusuyla büyümüş bir neslin ilaçlı gazoz travmasını yenip de cemil cümleye açık bir sosyal paylaşım sitesi kurmasının imkansızlığına değinmiyorum bile.

Sorarım size, biz nasıl üretici, yaratıcı, başarılı olabilirdik?

Bizler tek kanallı televizyon döneminde, farklı frekansları bilmeyen bir çocukluk geçirdik.

Babasından gizli popçuluk, topçuluk yapan adamların filmleriyle büyüdük.

Analar şarkı söyleyerek para kazandığını söylemeye utanıp da saklarlardı kızlarından; fabrikada gece işçisi olduğunu yalanını uydururlardı.

Şimdi bir de indigo çocuk, kristal çocuk mevzusu var ki ona zaten hiç kafam basmıyor.

Kime sorsam, çocuğu indigo…

5 aylıkken yürümüş, 9 aylıkken konuşmuş, 1 yaşında ergen olmuş.

Ailelerin en büyük hayali ise bu muhteşem yetenekteki çocuğunun bir yarışmada, bir sosyal paylaşım sitesinde, bir ajansta parlayıp Pop Star ya da Hooooop Star olması.

Bizim zamanımızda indigo vardı da biz mi olmadık?

Bir iki bilmiş laf etsek “büyüklerin işine karışılmaz”; içimize dönsek “sofraya küsülmez”di güzel kardeşim.

Nitekim bugünkü YetenekSizliğimizin bastırılmış “indigo”luğumuzdan kaynaklandığı kanaatindeyim.

Uzun lafın kısası, bakmayın siz bugün ünlü, başarılı çocukları için çarşaf çarşaf demeç veren o ailelere…

Bastırılmış bir nesil ile şişirilmiş bir nesil arasında bütün mücadele…