Çok sıkıldım yine…
Gündemden, manasız tartışmalardan, hesaplaşmalardan, gerçekten önemli olan konuların göz ardı edilmesinden…
Hani olur da diyorum böyle zamanlarda…
Olmaz elbette, ama bazen sihirli güçlere sahip olmayı diliyorum…
Hani olur da…
Bir evlat haksız yere babasından ayrı düşürüldüğünde değneğimi sallayıp da bitireyim hasretini…
Boş yere yitip giden canları geri getireyim…
Bir kadın şiddet gördüğünde kol kanat gereyim korkusuna, acısına…
Bir çocuk tacize uğradığında en ağır şekilde cezalandırayım ona yol açanı…
Bir genç umutsuzluğa kapıldığında, aydınlık bir gelecek sereyim önüne…
Bir kalem kırıldığında düşüncelerine yapıştırıcı, bir kalp kırıldığında gözyaşlarına yara bandı olayım…
Üç günlük hevesle alınıp da sokağa bırakılan her hayvana yuva bulayım…
Akşam yiyecek tek lokması dahi olmayanlara aş; kavurucu sıcakta da dondurucu soğukta da sığınacak yerleri olmayanlara çatı olayım…
Çıkarları uğruna ruhunu satanlara “vicdan”ın o saf, o temiz, o katıksız ve katkısız sesini duyurayım…
Siyah ve beyazlardan sıyrılıp, kaybettiğimiz tüm renklerle evreni boyayayım…
Şiddetli yağmurlardan, fırtınalardan sonra pırıl pırıl bir gökyüzüne ve coşkulu bir gökkuşağına uyanalım her sabah…
Sımsıkı kapattığımız pencerelerimizi, perdelerimizi açıp tertemiz havayı içimize çekelim doya doya ve arınalım hırslarımızdan, öfkelerimizden…
Olmaz biliyorum ama yine de hayal etmekten vazgeçemiyorum…
“Hani belki olur da” diye düşünüyorum…
Olmaz mı sahi?