Bir camın önünde bekliyorum, yağmurun dinmesini…

Kimbilir kaç zamanlar bekledim…  Ama hiçbir bekleyiş bu denli acı olmadı…

Biliyorum, yakında gideceksin…  Apansız girsen de hayatıma, hazırlıksız kavrasan da gözlerimi bir anda, o dost gözlerinle hazırlıyorsun beni bu tatsız vedaya…

Hangisi daha zor bilmiyorum…  Gitmen mi, yoksa beklemek mi gitmeni?..

Gitme kal desem, gücüm yeter mi ki seni durdurmaya? Bırakmam seni desem, yine tutar mısın ellerimi? Yine öyle sımsıcak bakar mısın gözlerime?

İstesem de çıkmaz ki sesim… Çığlık atmaya davranır, kocaman açılır ağzım, ama bir türlü beceremem…

Gün gelip, birer birer gidiyor dostlarım…

En iyi sen bilirsin, beni…  Her “gidenle” ne hale geldiğimi… Gözüne ışık tutulmuş kurbağa gibi öyle şaşkın bakakaldığımı…

Nasıl da sana sarılırdım öyle anlarda… “Ya hiç tanımasaydım, ya hiç sevmeseydim o gideni, nice olurdu halim” derdim de, “bizimki az biraz delidir, üstüne varmayın” diye herkese anlatırdın…

Ne olurdu gitmeseydin, günyüzlüm…

Acelen ne?

Gelişine hazır değildim tamam, ama gidişini izlemek canımı kötü yakıyor…

Bildiğin gibi değil, içim çok acıyor… Yüreğimde bir kılıç var sanki, acısı içime, sapı ayaklarıma dolanıyor…

Dondurmamın sonunda bile hüzün kaplarken beni, nasıl bekliyorsun seninle vedalaşmamı sevdiğim?..

Nasıl alışırım, sisler içinde uzaklaşan bir kayık gibi, bir sabah usulca ayrılmana koynumdan? Üstelik daha “nereye” bile diyemedim sana…

Madem gidecektin, bekleseydin de gözyaşlarımı arkadaş vereydim ya sana…  Böylece seni düşünürken sadece koca bir gülümseme eşlik ederdi bana…

Sensiz hiçbir oyun avutmuyor beni birtanem… Alışamıyorum bir türlü yarımlığa…

Sonra yaramazlıklarımız geliyor aklıma… Kaçamak bakışlarımız dokunur birbirine, suçlu suçlu yürürdük… Şimdi ise, içimdeki özlemle “dalgın” dolanıyorum aynı yerlerde…

Gözüm hep oturduğun koltukta…

Gittin gideli ise, aklımda sadece o iki dize:

Ne görsem ötesinde hasret çektiğim diyar. 

Kavuşmak nasıl olmaz madem ki ayrılık var…

Bir camın önünde bekliyorum, yağmurun dinmesini… İnan, hiçbir bekleyiş bu kadar uzun, bu kadar acı olmuyor…

Ya hiç tanımasaydım, ya hiç sevmeseydim “seni”…  Nice olurdu halim, aklıma hep o geliyor…