Sevgili Oğlum,
Sana hep söylüyorum, insanoğlu çeşit çeşit.
Hayatın boyunca pek çok türü ile karşılaşacaksın.
Ben büyük bir kısmını, “iki heceli” tür olarak nitelendiriyorum, kısaca.
Misal “yap kaç”çılar vardır, bunlar öyle akıllı ve sinsidir ki, teflon tava misali hiçbir suç hiçbir hata üzerlerine yapışmaz. Ortalığı bir güzel karıştırıp, sonra da “ben ne yaptım ki” diye kenara çekiliveririler.
Kimi zaman ahlaksızlık yaparlar, kimi zaman katil olurlar, ama hep bir yolunu bulurlar suçlarından sıyrılmanın.
“Yap kaç” ile “sat kaç”lar zaman zaman birbirine karışır, lakin neticede iki tür de aklanır her daim.
“Kap kaç”çılar desen, malum şehir yaşamında her an karşımıza çıkıp bizi, malımızı, canımızı tehdit ederler.
“Yat kap”çılar, hiç çalışmadan, üretmeden, emek sarf etmeden, herkesten çok kazanır, nasıl olduğunu anlamaz, sadece şaşarsın bu duruma.
Günümüzde çok popüler olan bir diğer tür ise “yaz kap”çılar. Güç kimdeyse, yani iktidar ya da para kimdeyse ona yakın yazıp, her türlü imtiyazı kapanlardır kendileri.
Bunun tersi ise “yaz yat”çılar. Yazdıkları için, düşündükleri için, daha fenası düşündüklerini yazıp, herkesle paylaştıkları için, sonu belirsiz yatarlar hapiste.
Halbuki “yat yaz” olsalar, oturdukları yerde rahatça ense yapacaklar, haberleri yok.
“Yap işlet”çiler desen, neyi yapıp işlettiler ise, bir süre sonra devrederler nasıl olsa.
Muhterem babana kalırsa, bir de benim gibi “yap kak”çılar varmış. Yani her yaptığı iyi şeyi insanın kafasına kakanlar.
Elbette “benim gibi kadını bulmuşsun da hala söyleniyorsun” diye diklendim ona. Ya da onun tabiriyle kaktım.
Ama bugünlerde benim bile tanımlayamadığım yeni bir tür çıktı ortaya.
“Yak kaç” türü…
Ki kendilerine halk dilinde “zamanaşımı” türü de demek mümkün.
Bunları tanımlamaya iki kelime az geldi benim için.
O nedenle “yak, aş, kaç” türü demeyi uygun gördüm.
2+1 heceli bu yeni insan türünün ilk harflerini birleştirince de nedense “YAK” kelimesi çıkıyor ortaya.
Artık tesadüf mü dersin, annenin art niyeti mi bilemem.
Lakin tanımlamakta zorlandığım bu yeni tür için “ülkemize hayırlı olsun” diyorum ben de nacizane.
Ve yalnız ve yorgun ve yanmış ülkeme gönderiyorum sevgilerimi…
Annen
Türkan Şanverdi Avcı
15 Mart 2012
Zaman dedigimiz ne ki,bir göz acip kapama…
Bu gün zaman asimiyla, kalan zamanlarini zamanin kollarina birakanlar, birgün bizzat zaman asimina ugrayacaklar nasil olsa.
Zamana bu kadar güvenmemekte fayda var.
Fazla sevinmesinler derim ben.
Zaman bu;
Zamansiz geliverir aniden…
Sevgi ve saygilarimla:))
Tam 5dk önce aklımdan geçirdim, Meral Hanım beni ve yazılarımı terk etti yine galiba diye, yorumunuz geldi rahatladım :)))))))))
Sevgilerimle…
Bu ne mümkün Türkan Hanim,
böyle bir hazine bulmusum…
Hic kaybeder miyim…;)
Yazilarinizi herzaman merakla bekliyorum.:)
Sevgilerle…:))
Fazlasıyla iltifat etmişsiniz her zamanki gibi :)))
Ama çok mutlu ettiniz beni, çok teşekkür ederim.
Sevgiler…
Ben tesekkür ederim:)
Bakan gözlerden yoruldum inanin,gören ve gösteren gözlerin de oldugunu görmek de beni fazlasiyla mutlu ediyor.:))
Yüreginiz ve kaleminiz dert görmesin.
sevgilerimle…