Laiklik tartışmasıyla ilgili epey sayıda köşe yazısı, açıklama vesaire okudum.

Dil, din, düşünce, kültür özgürlüğünün bu yüzyılda hala tartışma konusu olmasını ve bunu savunmak durumunda kalmamızı hayretler içinde izlemekle birlikte, konuyu biraz farklı bir açıdan yorumlamak istiyorum.

Anayasamızın ve insan haklarının en temel taşı olan laiklik, herhangi bir kişi ya da kurumun insiyatifine, yorumuna bırakılmayacak bir kavramdır.

Öte yandan ülkemizde din ve devlet işlerinin ayrılmak bir yana, tamamen iç içe geçtiğini düşünüyorum.

Nitekim evde, işte, sokakta, trafikte, okulda hatta ve hatta hastanede hepimiz Allaha emanet yaşıyoruz!!!

En basit ve gerekli güvenlik kurallarını uygulamakla yükümlü ve bunu denetlemekle görevli kişilerin “her şeyin bir olurunu” bulması sayesinde, mecburen tek tedbirimiz “Allah saklasın”.

En büyük savunma mekanizmamız da Takdir-i İlahi…

Beklenen İstanbul depremi için sokakta yapılan röportaja bir kadının verdiği cevabı hiç unutmuyorum mesela:

  • Depremle ilgili bir tedbir alıyor musunuz?
  • Almaz olur muyum? Evden abdestsiz çıkmıyorum!

Madenci falansanız zaten, “fıtratınızda” vardır.

Yine de şanslısınız ki, güzel de ölebilirsiniz.

Trafik ve terör “alın yazısıdır”, sizi her an her yerde yakalayabilir.

İşten evinize dönerken, dibinizde bomba patlayabilir.

Durakta beklerken, otobüs üzerinize çıkabilir.

Üzülmeyin, yazgınız böyledir…

Cinayetlerde, tecavüzlerde, şiddette yapanın hiç suçu yoktur, “Şeytana” uyulmuştur…

Töre dediğin; “günahı” temizlemek, ortadan kaldırmak için gereklidir.

Koca bir eğitim döneminin, geleceğinizin iki üç saatlik sınavlara bağlı olmasını sorgulamazsınız; okunmuş pirinç yutar girersiniz.

Başaramazsanız da “kısmet”tir…

Başarıp da neden işsiz gezdiğinizi anlamak zordur, “kaderin” tuhaf cilvesidir işte…

Buna karşılık Allah bazılarına da “Yürü ya kulum” demiştir ama olsun…

Mutlaka vardır bunda da bir “hayır”…

Yani diyeceğim o ki, laiklik elden gidiyor mu diye kederlenmeyin.

Belki kaderimizde bu vardır…

Ve kaderimiz; yaptıklarımızın ve yapmadıklarımızın yansımasıdır biraz da…

Türkan Şanverdi Avcı